Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

C. Bukowski - Pis Moruğun Notları II

Resim
5/10 3 apartmanın tam ortasında kalan 16 arabalık otopark doluydu. Mayıs ayında yağan yağmur hep gösterir ama elletmez. Gürültülü birkaç şimşek sonrasında kısa süre yağıp o nemli havayı bırakmıştı gerisinde.  Gecenin çok körü değildi. 7 katlı binanın son katında hava almak için açtığım camın pervazına kollarımı koyup 16 arabalık otopark kadar görüş açımla uzaklara dalıyordum. Nereye gidersen git zaten sonuçta kendini götürüyorsun klişesinin içine sıçayım dedim. Toplum içinde küfretmezdim. Bu yüzden kendi kendime konuşurken ettiğim küfürlerden büyük zevk alıyordum. Bugün oturup Netflix izlemek yerine neden düşünmeye başladığımı anlatıp anlatmamak arasında gidip geliyordum. Ama hayır bu gidip gelmelerin sonunda havai fişekler patlamayacak.  Telefona saate bakmak için uzanıyorum. Kapanmış. Her şarjı bittiğinde bu sefer şarj etmeyeceğim diyorum. Bu düşünce çok uzun sürmüyor elbette. Diğer düşüncelerim gibi. Genelde çok düşünüyorum ama paylaşımcı değilim. Genelde insa

Sisle Gelen Yolcu - Le Passager- Jean-Christophe Grangé

Resim
En az 7 yıl önce 'Kızıl Nehirler' ile tanıştığım ama hatırlamadığım Grange'in okuduğum ikinci kitabı. Bu ay polisiye bir şeyler okumak istedim ve bilmiyorum neden dört tane birden Grange kitabı siparişi verdim.Belki de popülerliğinden,çok beğenilmesinden vb sebeplerden gözü kapalı güvenip tam dört tane birden aldım.Beğeneceğimden emindim demek ki. Kitabı spoiler vermeden anlatmak çok zor.Konusu bile spoiler.Kitabın arka kapağında bile spoiler var:   Kurtulmak için tek çarem var:   diğerinden kaçmak. Peki ya   diğeri de bensem? Ama öyle bir ters köşe yapıyor ki... Yazar meydan okuyor adeta.Katilin bulunmayacağından,olayın kurgusunun kimsenin aklına gelmeyeceğinden emin.Her şeyi ortaya koyuyor.Tüm kartlarını açarak başlıyor kitaba.Tüm ihtimalleri,olabilecek senaryoları açık açık ya da ipuçlarıyla anlatmış.Ve bu ipuçlarını kitap sonunda çok güzel bağlamış.Kafanızda soru işareti kalmıyor cinayetle ilgili. Sadece sonunun bağlanışını sevmedim.Tamam beklediğimiz gibi b

Genç Bir Doktorun Anıları - Mihail Bulgakov

Resim
Başlarken "aa ne kadar da araştırmış yazar " derken ; Bulgakov'un Tıp Fakültesi mezunu olduğunu gördüm. (Evet,kitap arkası yazılarını okumadan aldım,okumadan başladım) Acaba bir otobiyografi mi bu kitap bilemiyorum. Öyküler çeşitli tıp dergilerinde yayınlanmış.Ne kadar gerekli bir bilgi bilemem ama başlangıçları böyle olmuş en azından :) Rusya'nın uzak bir kasabası.. Yeni mezun olmuş bir doktor.. Doktorun gündelik hayatında karşılaştığı zorlu sınavlar.. İşiyle,korkularıyla,insanlarla,insanların cehaletiyle ve hastalıklarla yüzleşmesi.. Komik olan şey (neden bilmem ama komik buldum) ; doktorun ters doğumdan ve fıtıktan korkması.Her hastanın fıtık şikayetiyle gelmesinden korkuyor ama daha büyük panik yapılacak hastalıklarda,soğuk kanlılıkla,cesurca risk alıp tedavisini yapıyor. Adeta bir Dr.House..Ama sarkastik değil.. Ve bu korkusuyla yüzleşmesini "Ters Vaftiz" öyküsünde okuyabilirsiniz. Sıkıcı başlıyor hikayeler.Hasta gelir,teda

Stefan Zweig - Satranç

Resim
Yedim. İçtim. Okudum 6.5/10 Çok dışarı çıkmadan geçirdiğim bir hafta geçiriyordum.  Ayın sonu gelmişti. İşe gidip geliyordum sadece. Geri kalan zamanlarda gece lambasını yakıp loş ışıkta müzik dinleyip tavanı izliyordum. Bu arada bu yazı daha da ilginçleşmeyecek.  Bildiğiniz şeyleri anlatmaya devam edeceğim. Sizin de önemli icatlar yaptığınızı düşünmüyorum.  Boş geçen bir haftaydı ve iyi bir kitap okumam gerekiyordu. Bu kadar basit.  Stefan Zweig’in 'Satranç' kitabı son zamanlarda fazla popülerdi ve okuyabileceğimi düşündüm.  Bazı kitaplar olur. Gördüğünde fena olmasa gerek dersin ama bir türlü okumak içinden gelmez. Bu kitap biraz öyleydi benim için. Ama daha ilk sayfadan beni içine çekti. Güzel bir anlatım tarzı varmış. İlk defa Zweig okuyordum ve dili oldukça akıcıydı. Açıkçası sıkılacağıma o kadar çok inanmıştım ki utandım. Öykünün kurgusu gerçekten muazzam. Dönemin Avrupa kültürünü kitaba çok güzel yansıtan Zweig, karakterlerinin ruhsal haletlerini de gü

Erteleme Sanatı - John Perry

Resim
(Oyalanma, Savsaklama ve Kaytarma Rehberi) " Erteleyen insan, zor ve önemli görevleri vaktinde yerine getirmek için motive edilebilir;  yeter ki, bu görevler daha önemli şeyleri yapmamanın bahanesi olsun. " Bu kitapla ilgili söyleyecek pek bir şeyim yok aslında.Adı üstünde.Ve yazar kitabın içeriğini gayet güzel açıklamış.Okuması eğlenceli, bir günde bitebilen bir kitap..Ama sanırım ders almak istemediğim için sadece eğlendirici buldum.Doğru tespitler ve çözüm yollarından bahsediyor yazar.Artık tembelliğimiz/ertelediklerimiz için kendimizi kötü hissetmememizi söylüyor.E tabi ufak tefek ertelemelerin zararı olmaz. Ama tabi sisteminizi kurmak sizin elinizde..Eğer erteleyen, ama artık ertelemek istemeyen biriyseniz yazarın önerilerini dikkate alıp en azından deneyebilir ve belki de erteleme huyunuzdan vazgeçebilirsiniz..Ya da en azından deneyebilir, kendinize hatırlatmalarda bulunabilirsiniz. Yazarın kendi kitabını tanımlamasına

Müziği Sakın Kapatma! Vol2

Resim
Redd Redd iyi müzik yapıyor derken sözü ağzıma tıkayarak saçmalama dedi.  Kendisinin iyi bir müzisyen olduğunu düşünüyordu. Birine iyi bir müzisyen demeden önce düşünmem gereken bir sürü şey sıraladı. Tıpkı daha önce olduğu gibi onun fikrinin doğru olduğu kanaatini getirdim. Benimki kabullenişti. Çok konuşmayı sevmem. Çok konuşanı da belli bir yerden sonra takip edemem. Zaten ihtiyacım olan konuşmak değildi. İhtiyacım olan tek şey müziği birlikte yaşayabilmekti. Sadece ve sadece sessizce müziği hissedebilmek istiyordum, birlikte... Ve belli ki aradığım o değildi. Redd’in şarkı sözlerinin ciddi hayranıyım. Müzik konusunda teknik bir bilgim yok maalesef. Bilgisi olan insanları ayrı severim yukarıdaki konuş(ama)maya da bakarsak elbette. Müzik dinlemenin benim için ceninken göbek kordonunun yaptığı işlevi yaptığını söylersem yalan söylemiş olmam. Notaların üzerinde devam eden inişli çıkışlı ruh halimi seviyorum. Redd bu konuda beni çok güzel kapana kıstırıyor. Redd’i anlatm

1Film1Kitap - Tuck Everlasting / Ölümsüz Aile - Natalie Babbitt

Resim
Issız bir ormanın ortasında, suyundan içene ölümsüzlük vaat eden bir pınar... Bu pınarın suyundan içerek ölümsüzlüğe kavuşan, ama nedense ölümsüz olmaktan pek hoşnut olmayan bir aile...Gün gelir pınarın başına bir genç kız gelir. Ölümsüz Aile, yani Tuck'lar, bu güzel kızın, pınarın suyundan içmesine engel olmak; akıp giden dünyanın, sürekli değişen bir doğanın parçası olmanın ne kadar güzel bir şey olduğunu kanıtlamak zorundadır.Ölümsüz Aile geçtiğimiz yirmi yıl içinde milyonlarca çocuğa ulaştı; birçok dile çevrildi, hem Amerika'da hem de Avrupa'da okullarda okutuldu. Çocuk edebiyatının bu unutulmaz klasiği, nihayet Türk çocuklarının beğenisine sunuluyor. Kesinlikle ölmeden önce okumanız gereken 1001 kitaptan biri.. "Eğer ölüm yoksa yaşamın ne anlamı var ki? O zaman yaşam olarak adlandıramazsın bile. Biz yalnızca varız, buradayız, yol kenarındaki taşlar gibi. " Evet çocuk kitabı olabilir.Ama bence böyle kitapların kesinlikle yaşı yok.Nas

Sigara Bırakma Günlüğü Part I

Resim
Merhaba. Size "Sigarayı Bırakmanın Kolay Yolu"ndan bahsedeceğim. Sigara isteğimin arttığı bu dönemlerde,kendime ne başardığımı hatırlatmak için yazıyorum bu yazıyı. En başından başlayayım.Sigara içmeye lisenin ikinci sınıfında,16 veya 17 yaşımdayken başladım.Hadi 1 yılı alışma süreci veya az içilen süreç diye tanımlarsak,18 yaşımdan beri günde bir paket içiyordum ve şu an 25 yaşımdayım.Evet 7 yılımı her gün "ben sigara içmeyi seviyorum ya" diyerek geçirdim.Taa ki benim bile anlayamadığım sebebe kadar. Bırakma kararımın öncesinde,çalıştığım yerde,her gün her saat başında sigara içmeye çıkıyordum.E tabi " Bıraksana, çok gençsin" diyenlere, her zaman "Yok ya,iyiyim böyle,seviyorum içmeyi" diyor,sigara içmeyenleri,kokusundan rahatsız olanları anlamıyordum.Hatta komik bir şekilde sigara kokmadığımı düşünüyordum.Ve sigara içip otobüse,dolmuşa bindiğim,ailemle sofraya oturduğum sırada kokuyu almadığım için rahatsız olmuyordum.Ama şimdi ben de &q

Aforizmalar

Resim
Üniversite yıllarıydı. Benden kitap istemişti. Kitaplarla arasının iyi olmadığını, ama getirdiğim kitabı okuyacağını söylemişti. Kitabı götürdüm. George Orwell – 1984. Kitabın arkasını okudu. Kalabalıktık. Biz muhabbet ederken kitabın belli sayfalarını açıp okuyordu. Dikkatimi çekmişti. Ne yaptığını sorduğumda, kitapları bu şekilde okuduğunda az çok içinde anlatılanları anladığını söylemişti. 2 saat sonra oradan kalkarken kitap benim çantamdaydı. Yakışıklı arkadaşımız benim için üzeri kapatılamayacak bir hata yapmıştı. Ne kadar iyi bateri çaldığı ya da müzik zevkinin çok iyi olması bile onu kurtaramadı. Sert düşüncelerim vardı. Kitap okuma kültürünü içine sindirememiş insanlara tahammülüm yoktu. Birkaç ay sonra da hayatımda değildi. Zihninin beni tatmin etmediğini söylemiştim. Bunları neden anlattım? Aylak Adam Kültür Sanat Yayıncılık Aforizmalar serisi çıkarmış. Bu seri sırasıyla; Oscar Wilde, F. Nietzsche, Tolstoy, M. D. Sade, F. Kafka ve N. Tesla’dan oluşuyor. Kitaplar old

Doktor March'ın Dört Oğlu - Brigitte Aubert

Resim
Les Quatre Fils du Docteur March "Fransız yazar, senarist"miş.'Doktor March'ın Dört Oğlu' dizi/film olarak nasıl yansır ekranlara bilemiyorum ama anlatımını kesinlikle eksik buldum.Polisiye dalında ödüllü bir yazar olmasına rağmen ne yazık ki beklediğimi alamadım,hayal kırıklığı oldu benim için. Kitabın sonuyla bir alıp veremediğim yok. ya da konusuyla. Sadece daha iyi anlatılabilirdi diye düşünüyorum.Çünkü gerçekten ilginç,denenmemiş,özgün bir konu.Ancak başlardaki heyecanı ortalarda kaybediyorsunuz.Finalde çarpıcı şekilde verilmesi gereken "katilin ortaya çıktığı sahne" çok ama çok sönük,zorlama,"aman hadi değiştireyim de böyle bir son olsun,kimsenin aklına gelmez" denmiş gibi geldi bana.Sanki böyle bir film izlemiştim ben ya ama aklıma gelmiyor bir türlü. Kitabı özetlersem; Jeanie adında bir hizmetçi var.Doktor March,hanımı ve dördüz oğlanları.. Jeanie bir gün evin hanımının eşyalarının arasında bir günl

Müziği Sakın Kapatma! Vol1

Resim
Ölümünden önce en son  ne zaman dinlemiştiniz? 1-David Bowie David Bowie. Ölümünden önce en son ne zaman dinlemiştiniz?        Kaçımız çok iyi bir Bowie fanıydık. İtiraf edin. Sadece ben değilim diye düşünüyorum. Eğer öyleysem de merhaba ben Çisem.Bowie ölmeden önce yeni albümünü şöyle üzerinden dinlemiş çok güzel ama nerede eskiler demiş biriyim. Bu itiraf burada böylece kalsın sonra bana karşı kullanırsınız. Konu David Bowie. Son bir haftada hakkında yüzlerce yazı okuduğunuz adam. Hastalığını sevenlerinden saklayarak onlara elveda olarak Blackstar albümünü armağan etmiş bir adamdan bahsediyoruz. Ben hayatımda bu kadar güzel ölen birini görmedim. Lazarus şarkısının sözlerini dinlerken bir adam tam anlamıyla bir sanat eseri olabilir mi sorusu geliyor aklıma cevap ortada, elbette olabilirmiş.          Bowie tek değildi Yarattığı personalarıyla tanıştık zaman içinde. Bir röportajında utangaç biri olduğunu ve yarattığı personaları sayesinde sahnede rahat ettiğin

Bir buçuk abartı - Allie Brosh

Resim
Ne yazacağımı, neye göre değerlendireceğimi bilmediğim bir kitap. Amerikalı bir blog yazarının tüm yazılarının kitaba dönüştürülmüş hali sanırım.Ya da güncellenmiş,eklenmiş/çıkarılmış hali.Şöyle diyor kitapta ; Paintle çizmiş yazar hikayelerini.Biraz eğlenceli,değişik bir çalışma olmuş.Evet değişik çünkü daha önce böyle bir kitaba rastlayıp,okumadım.Ama kesinlikle farklı bir fikir. Kesinlikle alın okuyun demiyorum,kardeşlerinize,kuzenlerinize okumayı sevdirmek için hediye edebilirsiniz.Ama benim gibi masal seven,çocuk kitapları seven yetişkinler için bir kitap değil bence. Çok komik değil.Aslında bence komik de değil.Evet eğlenceli,keyifli ama pek beğendiğimi söyleyemem.Kesinlikle öylesine okuduğum bir kitap oldu benim için."Gülmekten ağladım,çok komikti" diye yorum yapanları anlamadım.Benim mi kaçırdığım bir şeyler oldu bilemiyorum.Ama sevdiğim bir mizah şekli değildi sanırım.Daha iyi beklemiştim kitabı.Kesinlikle hayal kırı

Uzanma sanatı - Bernd Brunner

Resim
-Yatay Yaşamın Elkitabı- Şu anda uzanıyorsanız, o zaman doğru pozisyondasınız;zira hepimiz belli aralıklarla ve de büyük bir zevkle uzanırız. "Uzanmaya övgü" diyebiliriz. Siz siz olun bu kitabı ofiste,metroda,otobüste veya bir cafede okumayın.Zira tembel bünyelerde uzanma isteği ve/veya hafiften bir mayışma yapabilir. İş yerinde başladım ve üçüncü sayfaya gelir gelmez uzanma hayaliyle yanıp tutuşur oldum..Ne kadar "uzanma" kelimesini okursa insan, o kadar çok uzanmak istiyor yahu..O yüzden iki bölüm okuyup mola verdim, zaten tembelim iyice uyku moduna girmemeliyim. Ama siz durmayın, bu kitabı okurken güzelce uzanın.Zira Groucho Marx'ın da dediği gibi, "Yatakta yapılamayan şeyler,yapılmaya değer değildir." Kitapta doğru uzanmanın tanımı,doğru yatağın doğuşu ve önemi (ya da kanepe), uzanmanın arkeolojisi, yatma ve uzanma biçimleri,yatağın konumunun önemi,yatma biçimlerine göre görülen rüyalar ve uzananlar müzesi gibi bölümleri bulabilirsin