Kayıtlar

Resim
                                                                                                                                                  Aylin Aslım - Gel git Gel-git albümüyle 2001 yılında müzik piyasasına dönemin şartlarına göre farklı bir giriş yapan Aylin Aslım sonraki albümleriyle dönemin ruhunu alternatif olarak yansıtmayı seçmiş iyi bir müzisyen.

C. Bukowski - Pis Moruğun Notları II

Resim
5/10 3 apartmanın tam ortasında kalan 16 arabalık otopark doluydu. Mayıs ayında yağan yağmur hep gösterir ama elletmez. Gürültülü birkaç şimşek sonrasında kısa süre yağıp o nemli havayı bırakmıştı gerisinde.  Gecenin çok körü değildi. 7 katlı binanın son katında hava almak için açtığım camın pervazına kollarımı koyup 16 arabalık otopark kadar görüş açımla uzaklara dalıyordum. Nereye gidersen git zaten sonuçta kendini götürüyorsun klişesinin içine sıçayım dedim. Toplum içinde küfretmezdim. Bu yüzden kendi kendime konuşurken ettiğim küfürlerden büyük zevk alıyordum. Bugün oturup Netflix izlemek yerine neden düşünmeye başladığımı anlatıp anlatmamak arasında gidip geliyordum. Ama hayır bu gidip gelmelerin sonunda havai fişekler patlamayacak.  Telefona saate bakmak için uzanıyorum. Kapanmış. Her şarjı bittiğinde bu sefer şarj etmeyeceğim diyorum. Bu düşünce çok uzun sürmüyor elbette. Diğer düşüncelerim gibi. Genelde çok düşünüyorum ama paylaşımcı değilim. Genelde insa

Sisle Gelen Yolcu - Le Passager- Jean-Christophe Grangé

Resim
En az 7 yıl önce 'Kızıl Nehirler' ile tanıştığım ama hatırlamadığım Grange'in okuduğum ikinci kitabı. Bu ay polisiye bir şeyler okumak istedim ve bilmiyorum neden dört tane birden Grange kitabı siparişi verdim.Belki de popülerliğinden,çok beğenilmesinden vb sebeplerden gözü kapalı güvenip tam dört tane birden aldım.Beğeneceğimden emindim demek ki. Kitabı spoiler vermeden anlatmak çok zor.Konusu bile spoiler.Kitabın arka kapağında bile spoiler var:   Kurtulmak için tek çarem var:   diğerinden kaçmak. Peki ya   diğeri de bensem? Ama öyle bir ters köşe yapıyor ki... Yazar meydan okuyor adeta.Katilin bulunmayacağından,olayın kurgusunun kimsenin aklına gelmeyeceğinden emin.Her şeyi ortaya koyuyor.Tüm kartlarını açarak başlıyor kitaba.Tüm ihtimalleri,olabilecek senaryoları açık açık ya da ipuçlarıyla anlatmış.Ve bu ipuçlarını kitap sonunda çok güzel bağlamış.Kafanızda soru işareti kalmıyor cinayetle ilgili. Sadece sonunun bağlanışını sevmedim.Tamam beklediğimiz gibi b

Genç Bir Doktorun Anıları - Mihail Bulgakov

Resim
Başlarken "aa ne kadar da araştırmış yazar " derken ; Bulgakov'un Tıp Fakültesi mezunu olduğunu gördüm. (Evet,kitap arkası yazılarını okumadan aldım,okumadan başladım) Acaba bir otobiyografi mi bu kitap bilemiyorum. Öyküler çeşitli tıp dergilerinde yayınlanmış.Ne kadar gerekli bir bilgi bilemem ama başlangıçları böyle olmuş en azından :) Rusya'nın uzak bir kasabası.. Yeni mezun olmuş bir doktor.. Doktorun gündelik hayatında karşılaştığı zorlu sınavlar.. İşiyle,korkularıyla,insanlarla,insanların cehaletiyle ve hastalıklarla yüzleşmesi.. Komik olan şey (neden bilmem ama komik buldum) ; doktorun ters doğumdan ve fıtıktan korkması.Her hastanın fıtık şikayetiyle gelmesinden korkuyor ama daha büyük panik yapılacak hastalıklarda,soğuk kanlılıkla,cesurca risk alıp tedavisini yapıyor. Adeta bir Dr.House..Ama sarkastik değil.. Ve bu korkusuyla yüzleşmesini "Ters Vaftiz" öyküsünde okuyabilirsiniz. Sıkıcı başlıyor hikayeler.Hasta gelir,teda

Stefan Zweig - Satranç

Resim
Yedim. İçtim. Okudum 6.5/10 Çok dışarı çıkmadan geçirdiğim bir hafta geçiriyordum.  Ayın sonu gelmişti. İşe gidip geliyordum sadece. Geri kalan zamanlarda gece lambasını yakıp loş ışıkta müzik dinleyip tavanı izliyordum. Bu arada bu yazı daha da ilginçleşmeyecek.  Bildiğiniz şeyleri anlatmaya devam edeceğim. Sizin de önemli icatlar yaptığınızı düşünmüyorum.  Boş geçen bir haftaydı ve iyi bir kitap okumam gerekiyordu. Bu kadar basit.  Stefan Zweig’in 'Satranç' kitabı son zamanlarda fazla popülerdi ve okuyabileceğimi düşündüm.  Bazı kitaplar olur. Gördüğünde fena olmasa gerek dersin ama bir türlü okumak içinden gelmez. Bu kitap biraz öyleydi benim için. Ama daha ilk sayfadan beni içine çekti. Güzel bir anlatım tarzı varmış. İlk defa Zweig okuyordum ve dili oldukça akıcıydı. Açıkçası sıkılacağıma o kadar çok inanmıştım ki utandım. Öykünün kurgusu gerçekten muazzam. Dönemin Avrupa kültürünü kitaba çok güzel yansıtan Zweig, karakterlerinin ruhsal haletlerini de gü

Erteleme Sanatı - John Perry

Resim
(Oyalanma, Savsaklama ve Kaytarma Rehberi) " Erteleyen insan, zor ve önemli görevleri vaktinde yerine getirmek için motive edilebilir;  yeter ki, bu görevler daha önemli şeyleri yapmamanın bahanesi olsun. " Bu kitapla ilgili söyleyecek pek bir şeyim yok aslında.Adı üstünde.Ve yazar kitabın içeriğini gayet güzel açıklamış.Okuması eğlenceli, bir günde bitebilen bir kitap..Ama sanırım ders almak istemediğim için sadece eğlendirici buldum.Doğru tespitler ve çözüm yollarından bahsediyor yazar.Artık tembelliğimiz/ertelediklerimiz için kendimizi kötü hissetmememizi söylüyor.E tabi ufak tefek ertelemelerin zararı olmaz. Ama tabi sisteminizi kurmak sizin elinizde..Eğer erteleyen, ama artık ertelemek istemeyen biriyseniz yazarın önerilerini dikkate alıp en azından deneyebilir ve belki de erteleme huyunuzdan vazgeçebilirsiniz..Ya da en azından deneyebilir, kendinize hatırlatmalarda bulunabilirsiniz. Yazarın kendi kitabını tanımlamasına

Müziği Sakın Kapatma! Vol2

Resim
Redd Redd iyi müzik yapıyor derken sözü ağzıma tıkayarak saçmalama dedi.  Kendisinin iyi bir müzisyen olduğunu düşünüyordu. Birine iyi bir müzisyen demeden önce düşünmem gereken bir sürü şey sıraladı. Tıpkı daha önce olduğu gibi onun fikrinin doğru olduğu kanaatini getirdim. Benimki kabullenişti. Çok konuşmayı sevmem. Çok konuşanı da belli bir yerden sonra takip edemem. Zaten ihtiyacım olan konuşmak değildi. İhtiyacım olan tek şey müziği birlikte yaşayabilmekti. Sadece ve sadece sessizce müziği hissedebilmek istiyordum, birlikte... Ve belli ki aradığım o değildi. Redd’in şarkı sözlerinin ciddi hayranıyım. Müzik konusunda teknik bir bilgim yok maalesef. Bilgisi olan insanları ayrı severim yukarıdaki konuş(ama)maya da bakarsak elbette. Müzik dinlemenin benim için ceninken göbek kordonunun yaptığı işlevi yaptığını söylersem yalan söylemiş olmam. Notaların üzerinde devam eden inişli çıkışlı ruh halimi seviyorum. Redd bu konuda beni çok güzel kapana kıstırıyor. Redd’i anlatm